OTRA Psikoloji

Reaktif bağlanma bozukluğu (RAD), erken çocukluk döneminde ihmal veya kötü muameleye maruz kalan çocuklarda görülen bir bağlanma problemidir. Bu çocuklar, başkalarına duygusal bağ kurmakta zorlanır, sevilme ve ilgi görme ihtiyacını fark edemez ya da reddedebilirler. Birine sarıldıklarında ya da teselli edilmeye çalışıldıklarında aşırı tepkiler verebilirler.

Davranışsal olarak, RAD’li çocuklar tahmin edilmesi zor, öfke patlamalarına açık ve sakinleştirilmesi zor olabilir. Ruh halleri hızlıca değişir ve sanki sürekli "kaç, savaş veya don" modunda yaşıyorlarmış gibi görünebilirler. Rutinlerindeki ani değişiklikler, onları disiplin altına alma girişimleri veya istenmeyen ilgi gösterileri yoğun tepki vermelerine neden olabilir. Bu tepkiler; öfke nöbetleri, şiddet ya da kendine zarar verme davranışları olarak ortaya çıkabilir.

Okul ortamında bu durum, temel akademik becerilerin kazanılmasını zorlaştırır ve akran ilişkilerinde dışlanmaya yol açabilir. Ergenlik ve yetişkinlik dönemine yaklaştıkça ise bu çocukların riskli davranışlarda bulunma, madde bağımlılığı geliştirme ve hukuki sorunlarla karşılaşma ihtimalleri daha yüksek olabilir.

Reaktif bağlanma bozukluğu (RAD), genellikle travmatik deneyimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bu durum, özellikle kalabalık yetimhaneler, koruyucu bakım sistemleri veya ruhsal ya da fiziksel olarak hasta ebeveynlerin bulunduğu ev ortamlarında yaygındır. Bu tür ortamlarda yeterli duygusal etkileşim ve ilgi görmeyen bebekler, zamanla çevrelerindeki insanlarla bağ kurma çabalarını bırakır.

İlk başta bir bakıcıya güven duymayı öğrenemeyen çocuklar, incindiklerinde ya da korktuklarında rahatlık aramamaya başlar. Zamanla fiziksel ve duygusal yakınlıktan kaçınır, kendi iç dünyalarına çekilir ve duygusal olarak yoksun kalırlar. Bu süreçte yeterli beslenme ve zihinsel uyarı eksikliği, dil gelişimini geciktirebilir, bilişsel yetenekleri zayıflatabilir ve davranışsal sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Birçok filmde, reaktif bağlanma bozukluğu (RAD) olan çocuklar genellikle “sorunlu çocuk” profiliyle karşımıza çıkar. Ancak izleyiciler, bu karakterlerin sadece “kötü” olduklarını düşünme hatasına düşebilirler. Bu durum, antisosyal bozukluklara yönelik önyargıları da pekiştirir ve RAD’li çocukların toplumda yanlış anlaşılmasına yol açar. RAD’li çocuk karakterlere sahip bazı filmler:

The Good Son (1993) — Henry (Macaulay Culkin)

  • Ebeveyn kaybı yaşamış ve bakım verenle güvenli bir bağ kuramamış olan Henry, empati eksikliği ve antisosyal davranışlar sergiler.

Orphan (2009) — Esther (Isabelle Fuhrman)

  • Esther, erken çocukluk döneminde travmatik deneyimler yaşamış ve güvenli bağlanma geliştirememiş bir çocuk olarak şiddet eğilimleri gösterir.

We Need to Talk About Kevin (2011) — Kevin (Ezra Miller)

  • Kevin, annesiyle bağlantı kurmakta zorlanan ve sosyal ilişkilerde sorun yaşayan bir çocuk olarak RAD belirtileri gösterir.

The Bad Seed (1956) — Rhoda (Patty McCormack)

  • Rhoda, manipülatif ve empatiden yoksun davranışlarıyla dikkati çeken bir çocuk karakterdir.

Filmler, reaktif bağlanma bozukluğu (RAD) olan çocukları çoğu zaman “kötü” ya da “tehlikeli” karakterler olarak sunar. İzleyiciler, bu çocukları empati yoksunu, acımasız ve kontrolsüz bireyler olarak görmeye alışmıştır. Ancak bu klişe temsiller, RAD’nin gerçekte ne olduğunu çarpıtır ve bozukluğun ardındaki travmatik geçmişi göz ardı eder.

Oysa RAD, çocukların bilinçli olarak kötü davranmalarından ziyade, erken dönem ihmal ve istismar deneyimlerinin bir sonucudur. Güvenli bir bağlanma ilişkisi geliştiremeyen çocuklar, korku, güvensizlik ve çaresizlik gibi duygularla başa çıkmak için aşırı tepkiler verebilir. Bu durum, dışarıdan bakıldığında antisosyal ya da saldırgan davranışlar gibi görünebilir.

Filmler, RAD’li çocukların davranışlarının altında yatan bu travmatik kökenleri nadiren gösterir. Bunun yerine, bu çocuklar sadece “kötü” ya da “şeytani” olarak etiketlenir. Bu tür yanlış temsiller, RAD’li çocukların toplumda damgalanmasına ve ihtiyaç duydukları desteği alamamalarına neden olabilir. Bu nedenle, filmler RAD’li çocukların yalnızca semptomlarını değil, bu semptomların kökenini de göstermeli; böylece izleyiciler, bu davranışların ardındaki travmayı daha iyi anlayabilirler.

Reaktif bağlanma bozukluğunun (RAD) tedavisi, ebeveyn eğitimi ve travma odaklı terapinin bir arada uygulanmasını gerektirir. Bu tedavi sürecinde:

Ebeveyn Eğitimi: Ebeveynler, cezalandırıcı olmayan, olumlu disiplin yöntemlerini öğrenirler. Ayrıca, sözel olmayan iletişime nasıl yanıt verecekleri ve tetikleyicilerle başa çıkma stratejileri üzerinde çalışırlar.

Ebeveyn-Çocuk Terapisi: Terapilerde, ebeveyn ve çocuk arasındaki bağın güçlendirilmesi ve güven duygusunun pekiştirilmesi hedeflenir.

Empati ve Şefkat: Güven inşa etmenin en önemli adımları, empati ve şefkattir. Bu sayede çocuk, güvenli bağlar geliştirmeyi öğrenir.

Besleyici İlişki Kurmak: İhmal ve istismarın yarattığı duygusal hasarı onarmanın temel yolu, sıcak ve destekleyici bir ebeveyn-çocuk ilişkisi kurmaktır.


👉 Şimdi Randevu Alın
https://www.otrapsikoloji.com/iletisim

Hemen seansa başla!