Sertleşme Bozukluğu (Erektil Disfonksiyon) cinsel ilişki içerisinde yeterince uzun süre uygun bir ereksiyon elde edememe veya sürdürememe durumudur. Bunun başlıca nedeni kan akışının azalmasıdır. Pornografi tüketimi ile sertleşme sorunu ilişkisi üzerine çok sayıda çalışma yapılmış olmasına rağmen, sonuçlar farklılık göstermektedir. Pornografiyi izleme ile gençlerin gelecekteki cinsel davranışları arasında neden-sonuç ilişkisinin olduğu doğrulanmıştır. Aşırı uyuşturucu kullanımının, sağlıksız bir yaşam tarzının depresyonun stresin veya yanlış bilgilendirmenin cinsel bozuklukların birçoğuna yol açan ve sertleşme sorununa neden olan faktörler arasındadır. Porno da ise iki uçlu bir görüş bulunmaktadır. Porno izlemenin sertleşme bozukluğuna yol açtığını savunan uzmanlar ve diğer tarafta da sadece porno izlemenin sertleşme bozukluğuna neden olamayacağı görüşünü savunan uzmanlar. Porno tüketiminde takıntılı bir biçimde kullanımının boşalmayı kontrol etme üzerinde etkisi de bulunmaktadır. Bireyler gerçekçi olmayan bir şekilde yaşadığı bu cinsel deneyim ile artık zihinlerinde pornoyu “yaşanılması gereken, gerçekçi cinsel birliktelik” olarak kodladıkları için cinselliğini de olumsuz yönde etkilemektedir.
Pornografi beyinde o kadar güçlü ve uzun süreli bir izlenim bırakır ki, alışılmış olan bu tüketim nöronların uyarılmayı doğrudan pornografi ile ilişkilendirmesine neden olur. Aşırı kullanımı beyindeki nöral yolları değiştirebilir ve hormonal değişikliklere, bağımlılığa hatta sertleşme bozukluğu gibi cinsel işlev bozukluklarına neden olabilir. Bu gerçek bir soruna yol açar çünkü kişi seks yapmaya gittiğinde yeterince heyecanlanmaz. O heyecanı yaratacak olan durum ancak önceden alıştığı pornodur. Cinsel uyarılmanın yeterince gerçekleşememesi sonucunda da kişi sertleşme bozukluğuyla karşı karşıya kalır. Beyin, dopamin salgılayarak cinsel uyarıma yanıt verecektir. Bu, örneğin keyifle özlediğiniz bir yemeği arzulamak veya seks yapmak istediğinde, beynin geçmişteki olaylarla aynı zevki almak için ne yapması gerektiğini hatırladığı anlamına gelir. Yani cinsel tatmin için partneriyle seks yapmak yerine pornografiyi alışkanlık haline getirmişse, şehvet kapısını çaldığında pornografiye başvuracaktır. Bu hem daha kolaydır hem de bildiği yoldur. Bu gidilen yolun sonu ise belirsizdir. Devam edildiği takdir de nereye çıkacağı nasıl hasarlar verebileceği hem nöron olarak hem cinsel istek olarak kişiyi olumsuz biçimde etkilemektedir.
Bu alışkanlığın geliştirebileceği sorunlar, esas olarak gençleri etkiler. Artık çocuklar bu tür içeriklere daha fazla erişebiliyor ve çoğu durumda kimse onları bu konuda eğitmiyor, dolayısıyla bu bilgi dalgasıyla kendi başlarına yüzleşiyorlar. Uygun bir yaşta yetişkinlerle veya uzmanlarla bu konuyu konuşmak birçok kısımda bilgilenmeyi sağlayacaktır.
Açık cinsel içerik bireye normalleştirilmiş cinselliği kabul etmeye ve öğrenmeye katkı sağlamaz. Bunu reklamlar gibi düşünebilirsiniz. Kişinin talebini, arzusunu harekete geçirecek ne varsa gerçeklikten uzak biçimde gösterip tutabildiği kadar içinde tutmak ister. Tuttuğu süre zarfında da o kişinin cinsel bilgisinden aldıkça alır. Eksildikçe eksilir. Çünkü birey pornografik içerikte beynine o kadar sık ve uzun süreli bir etki bırakır ki bir süre sonra beyin gerçekliğini sorgulamayı bırakır ve kabullenir. İnsanların pornografinin cinsel gerçekliği yansıtmadığını, yalnızca cinsel uyarılmayı daha fazla teşvik etmek için var olduğunu öğrenmeleri gerekir. Bu öğrenme gerçekleşip bu bilinçle bakıldığı takdir de yanlış öğrenmeden uzak durulacağı için pornonun etkisine bağlı olan sertleşme bozukluğundan da kaçınılacaktır.