Kral Kaybederse: Gücün, Bağlanmanın ve Yitimin Psikolojisi

OTRA Psikoloji


Gülseren Budayıcıoğlu’nun kaleminden uyarlanan “Kral Kaybederse” dizisi, sadece bir aşk ya da iktidar hikayesi değil; aynı zamanda derin bir kişilik çözümlemesi, bağlanma travması ve narsisistik savunmaların dramatik dışavurumudur. Hikâye bize sorar: Gerçekten kral kimdir? Ve en önemlisi: kaybetmek nedir?

1. Kenan: Narsisizmin Ardındaki Boşluk

Kenan karakteri, dışarıdan bakıldığında başarılı, güçlü, karizmatik bir adam olarak sunulur. Ancak bu “kral” figürü, aslında derin bir özdeğer eksikliğini saklamaktadır. Sevgiyle değil, hayranlıkla beslenir. Bu da bizi narsisistik kişilik yapılanmasına götürür.

Narsisistik bireyler:

•    Sürekli dış onaya ihtiyaç duyar,
•    Gerçek yakınlıktan kaçar,
•    Eleştiriye karşı tahammülsüzdür,
•    Kontrol kaybına karşı yoğun kaygı yaşar.

Kenan için “sevilmek” değil, “terk edilmemek” esastır. Bu yüzden kontrolü kaybettiği anda öfke, aşağılama ve manipülasyon gibi davranışlarla yeniden iktidar kurmaya çalışır. Ama her tepkisi, aslında içte büyüyen bir terkedilme kaygısının haykırışıdır.

2. Fadi: Ayna Etkisi ve İdeal Nesne

Fadi, Kenan’ın karşısında sadece bir sevgili değil, aynı zamanda ayna işlevi gören bir figürdür. Lacan’ın terimiyle, Kenan Fadi’ nin “eksik olanın” yansımasını görür. Onda “kaybedilen annenin ilgisini” veya “ulaşılamayan sevgiyi” bulmayı umut eder.
Bu ilişki, bir özne-nesne ilişkisi değil; bir arzunun yansımasıdır. Fadi’ nin gözünde sevilmek, Kenan için varoluşunun kanıtıdır. Ama Fadi’nin gerçek bir birey olarak kendi sınırlarını ortaya koyması, Kenan’ın zihinsel yapısında parçalanmaya yol açar.

3. Aşk mı, Tekrar mı?

Freud’un “tekrar zorlantısı” kavramıyla dizinin birçok sahnesini açıklamak mümkün. Kenan ve Fadi arasındaki ilişki, sağlıklı bir bağlanma değil; geçmişte yaşanmış travmaların tekrar tekrar sahneye konduğu bir döngüdür.

•    Terk eden ebeveyn → Terk edilme korkusu → Bağlanamama → Terk ediliş → Öfke ve manipülasyon

•    Bağlanma arzusu → Aşırı sahiplenme → Nesneyi boğma → Gerçeklikten kopma

Bu döngü her seferinde “bu sefer farklı olacak” umuduyla başlar, ama aynı noktada biter. İşte psikodinamik çözümleme tam da bu döngünün “neden sürdüğünü” anlamaya çalışır.

4. İktidarın Psikolojisi: Sevgi Mi, Güç Mü?

“Kral Kaybederse” sadece ilişkilerle değil, güç dinamikleriyle de ilgilidir. Kenan’ın ilişkilerdeki varlığı, kontrol ettiği sürece mümkündür. Sevgi, eşit ilişki ister; ama iktidar, üstünlük.
Bu çatışma, çoğu narsisistik yapılanmada görülür:
“Sevgiye teslim olursam, zayıf düşerim.”
Bu yüzden kontrol ve mesafe, kişinin kendi incinmiş benliğini koruma yöntemine dönüşür.

5. Psikolojik Dönüşüm Mümkün mü?

Dizide zaman zaman Kenan’ın kendi iç yüzleşmelerine yaklaştığını görürüz. Bu, psikoterapötik potansiyele işaret eder. Narsisistik savunmalar kırıldığında, altta kalan yaralı çocuk ile temas kurmak mümkün olur.

Bu noktada iyileşme:

•    Gerçek bir yüzleşme,
•    Sahici bir terapi süreci,
•    Güçlü bir aynalanma ilişkisiyle mümkün olabilir.

Ama bunun için önce “kral”ın tahtından inmesi gerekir.


Sonuç: Her Kaybediş, Yeni Bir Farkındalık Olabilir

“Kral Kaybederse”, ilişkilerde yaşanan dramatik çalkantıların aslında çocukluk yaralarına, kimlik çatışmalarına ve sevgi ile güç arasındaki ikilemlere dayandığını anlatır. Her kaybediş bir yıkım gibi görünse de,
 aynı zamanda dönüşüm için bir fırsattır.
Çünkü bazen en derin bağ, "gücünü kaybettiğinde" kurulur.

Hemen seansa başla!