Neden kendimizi hep başkalarıyla kıyaslıyoruz? Bu acı verici alışkanlık, aslında bastırılmış duyguların ve eski yaraların sesi olabilir mi?
Kendini başkalarıyla kıyaslamak, bireyin kendi değerini dışsal ölçütlerle değerlendirmesi anlamına gelir. Bu durum, sosyal ortamlarda fark edilmeden gelişebilir ve zamanla benlik saygısını zedeleyen bir alışkanlığa dönüşebilir. Kimi zaman başarı, görünüm ya da ilişkiler üzerinden yapılan bu kıyaslamalar, bireyin kendi içsel gerçekliğinden uzaklaşmasına neden olur. Psikolojide bu eğilim, sadece yüzeydeki güvensizlikle değil, derinlerde yatan kişilik yapılarıyla da ilişkilidir. Özellikle psikodinamik kuram, kıyaslama davranışının kökenlerini bilinçdışı çatışmalar, erken dönem ilişkileri ve içselleştirilmiş otorite figürleriyle bağlantılı olarak ele alır.
Narsisizm
Freud’un narsisizm kuramına göre bireyin kendilik nesnesine olan yatırımı, kendisini dış dünyadaki nesnelerle rekabet haline sokmasına neden olabilir. Narsistik yaralanmaya yol açan bu durum bireyi yetersizlik hissiyle doldurur. Kıyaslama burada ideal ben ile gerçek ben arasındaki uçurumu derinleştirir. Bu durum kendine yabancılaşmaya dahi sebebiyet verebilir.
Haset (Envy)
Melanie Klein’a göre çocuk, özellikle anne memesine yönelik güçlü bir haset duygusu geliştirir. Bu haset çocuğun, “diğerinin sahip olduğuna ben neden sahip değilim” düşüncesiyle tetiklenir. İdealize edilen nesneye karşı öfke ve yıkım getirirken sevilen nesneye yönelik saldırgan dürtüleri tetikleyebilir.
Dış dünyadaki kişileri, iyi nesne ve kötü nesne olarak ayıran çocuk eğer kişileri kendinden daha ‘iyi’ görüyorsa bunu kötü nesne ile ilişkilendirebilir. Böylelikle kendisine yönelik yıkıcı dürtüler oluşabilir. Yani sağlıklı bir ilk dış dünya deneyimi gerçekleştiremeyen çocukların, yetişkinlikte benliğin parçalanmasına dahi sebebiyet verecek kıyas örüntüleri oluşabilir.
Her ne kadar birey, kendi algı dünyasında dış dünyadan bağımsız bulunsa da sosyal bir varlık olmasının doğası gereği kıyas mecburidir. Sürekli kıyaslama halinde yaşamak, bireyin içsel huzurunu zedelerken özgün potansiyelini de gölgelemesine neden olabilir. Bu döngüyü anlamak ve kırmak, sadece dış dünyaya değil, iç dünyaya da daha dikkatle bakmayı gerektirir. Psikodinamik açıdan bu tür davranışların altında yatan geçmiş deneyimlere ulaşmak, farkındalığı artırmanın önemli bir adımıdır. Eğer bu kıyaslama hali sizi yıpratıyor, yaşam kalitenizi düşürüyorsa, bir psikoterapist eşliğinde bu bilinçdışı dinamikleri keşfetmek ve yeniden yapılandırmak oldukça dönüştürücü olabilir.
👉 Şimdi Randevu Alın