Baskın, özgüvenli kadınlara duyulan çekim sadece tercih değil; bilinçdışı arzularımızın, geçmiş bağlanmalarımızın ve bastırılmış özlemlerimizin bir dışavurumu olabilir mi?
Lacancı Teori
Bu teoride arzu hiçbir zaman tamamen doyurulmaz; daima bir öteki aracılığıyla düzenlenir ve yol bulur. Bu arzu, erişilemeyen bir nesneye (objet petit a) yönelmiştir. Dominant kadın, özne için bu eksik olanı temsil edebilir. Yani, onu tamamlayacak ve yön gösterecek bir figüre dönüşür.
Babanın adı kavramı (non du pere) arzunun düzenlenmesini ve toplumsal yasaların içselleştirilmesini temsil eder. Bu bağlamda, dominant kadın figürü yasa koyucu konumuna geçebilir. Yani, kişi hem otorite figürüyle özdeşleşir hem de o figüre teslim olma arzusu deneyimler.
Psikodinamik Kuram
Çocuk için ödipal dönemde anneye karşı duyulan arzu ve babaya karşı kıskançlık temel bir çatışmadır. Ancak bu çatışma bastırıldığında, anne figürüne benzeyen baskın kadınlara duyulan libidinal arzu bilinçdışı düzeyde geri döner. Buradaki dominant kadın, annenin güçlü tarafını temsil ediyor olabilir. Ayrıca birey, dominant bir anne figürüyle büyümüşse bu figür bilinçdışında arzu nesnesi haline gelebilir.
Birey, geçmişte yaşadığı önemli duygulanımları bugünkü ilişkilerinde tekrardan arayabilir. Dominant kadınlara yönelim, güç dinamiklerinin bugünün içerisinde yeniden yaşama çabası halinde vuku bulabilir.
Dominant kadınlara duyulan çekim, yalnızca yüzeyde bir beğeni değil; derinlerde bastırılmış arzuların, çocukluk deneyimlerinin ve güç figürleriyle kurulan bilinçdışı bağların izidir. Psikodinamik kuram, bu tür ilişkileri anlamamıza bir pencere açar: Kimi zaman özlemini çektiğimiz anne figürünün gölgesi, kimi zaman ise teslim olmaktan korktuğumuz içsel otorite bu çekimde kendini gösterir. Bu tür duygusal yönelimleri yargılamadan, onları anlamaya çalışmak; kendimizi tanımanın ve ilişkilerimizi daha sağlıklı kurmanın anahtarı olabilir.
👉 Şimdi Randevu Alın