Toplum, kadını anne kimliğiyle özdeşleştirirken, bu rol çoğu zaman sevgi dolu bir içgüdüden çok bir zorunluluğa, bir mitolojiye dönüşür. Psikolojik açıdan baktığımızda annelik, sadece bir bakım eylemi değil, kadının arzusu, kimliği ve öznelliğiyle doğrudan çarpışan bir yapılanmadır. Bu yazıda, annelik mitini psikanalitik ve toplumsal cinsiyet perspektifiyle ele alıyoruz.
Mitin Doğuşu: "Gerçek Kadın, Anne Olandır"
Kadının değerinin annelikle ölçüldüğü kültürel yapılar, anneliği kutsallaştırırken kadının kendi benliğini silikleştirir. Annelik, Freud'un da vurguladığı gibi hem libidinal bir yatırım alanı hem de toplumsal beklentilerle şekillenmiş bir görevdir. Modern toplumlarda bile "iyi anne" figürü, fedakarlıkla özdeşleşir; kendi ihtiyaçlarını erteleyen, çocuğunun her anını kontrol eden kadın idealize edilir.
Fedakarlık: Arzunun Bedeli
Kadınlık çoğu zaman fedakârlıkla ödüllendirilir. Ama bu ödül, çoğu zaman arzudan vazgeçmenin bedeliyle gelir. Kadın, anne rolünü içselleştirdikçe, kendi bireyselliğinden ödün vermek zorunda kalabilir. Lacan’ın “kadının arzusunun yeri yoktur” deyişi tam da bu noktada anlam kazanır. Çünkü annelik miti, kadının arzularını çocuk ve eş üzerinden tanımlamaya zorlar.
Anne mi, Öznelik mi?
Kadın anneliği seçebilir, ama bu seçim çoğu zaman özgür değildir. Toplum, aile, hatta içselleştirilmiş süperego bile "senin görevin" der. Psikanalitik düzlemde bu, kadının özne olmaktan çıkarak bir işlev, bir nesne haline gelmesidir. “Çocuğum için her şeyimden vazgeçtim” cümlesi, özveri gibi görünse de, aslında kadının kendi arzusundan vazgeçmesini meşrulaştıran kolektif bir sözleşmedir.
Annelik Mitini Sorgulamak
Annelik kutsaldır ama bu kutsallık sorgulanamaz bir tabu haline geldiğinde, kadının psikolojik gelişimi sekteye uğrar. Annelik mitiyle mücadele etmek, ne anne olmamayı yücelten ne de anneliği küçümseyen bir tavırdır. Aksine, bu mitin kadınları nasıl bir rol içine hapsettiğini anlamak, özgür annelik ya da özgürce annelikten vazgeçme hakkını savunmaktır.
Sonuç: Kimlik, Sınırlar ve Seçim
Kadınlık, sadece annelikle tanımlanamaz. Kimlik; arzunun, sınırın ve seçim hakkının bir toplamıdır. Annelik miti çözülmeye başladığında, kadın hem kendi çocuğuna hem kendine daha sahici bir yerden bağlanabilir. Çünkü sevgi, sadece vermek değil, kendine sadık kalabilmekle de ilgilidir.
👉 Şimdi Randevu Alın
https://www.otrapsikoloji.com/iletisim