'We Need to Talk About Kevin' Filmi Üzerinden Sorunlu Çocukluk ve Annelik İlişkisi:

OTRA Psikoloji

We Need to Talk About Kevin, 2011 yılında Lynne Ramsay tarafından yönetilen bir dram ve gerilim filmidir. Film, anne Eva ile oğlu Kevin’ın ilişkisini merkeze alarak, Kevin’ın işlediği korkunç bir saldırının etrafında kronolojik olmayan bir anlatım sunar.

Eva, geçmişte özgür ve bağımsız bir kadınken, Kevin’a hamile kaldığında bu özgürlüğünü yavaş yavaş yitirir. Hamileliği süresince yaşadığı stres ve olumsuz duygular, Kevin’ın doğumuyla daha da belirginleşir. Kevin’la olan ilişkisi, soğuk, mesafeli ve fiziksel temastan yoksundur. Kevin’ın bebeklik döneminden itibaren sergilediği davranışsal problemler, teselli edilemeyen ağlamalar ve öfke nöbetleri gibi, Eva’nın stresini ve çaresizliğini daha da artırır.

Kevin, annesine karşı aleni bir düşmanlıkla büyürken, babası Franklin’e karşı sıcak, mutlu ve sevecen bir tutum sergiler. Eva, Kevin’ın alaycı bakışlarının ve acımasız tavırlarının hedefi olurken, Franklin sık sık Kevin’ın gülümsemelerine ve sevgisine tanık olur.

Kevin’ın annesine yaklaşmaya çalıştığı tek an, kız kardeşi Celia’nın doğumunun hemen ardından yaşanır. Ancak bu yakınlaşma kısa süreli olur. Kevin’ın Celia’ya olan tutumu ise giderek daha saldırgan ve tehlikeli bir hale gelir. Ergenlik döneminde Kevin’ın sorunlu davranışları iyice kontrolden çıkar ve 15 yaşına geldiğinde aynı gün içinde babası, kız kardeşi ve okul arkadaşlarını öldürür.

Film, Eva’nın hapishanede Kevin’ı ziyaret etmesiyle son bulur. Eva, Kevin’a tüm bu olanları neden yaptığını sorar. Kevin ise başlarda neden yaptığını bildiğini ama zamanla bu sebepleri kendisinin de anlamlandıramadığını söyler.

John Bowlby'nin bağlanma teorisi, çocuğun erken yaşlarda ebeveynleriyle kurduğu güvenli bağın, ilerleyen yaşlarda sağlıklı bir duygusal gelişim için kritik olduğunu savunur. Bu bağ, çocuğun dünyayı güvenli bir şekilde keşfetmesine ve duygusal olarak denge sağlamasına yardımcı olur. Ancak, Kevin ve Eva arasındaki ilişki, bu güvenli bağlanmanın bir türlü sağlanamadığı bir örnek teşkil eder. Eva'nın, Kevin’a karşı hissettiği mesafeli ve duygusal olarak çekingen tutumları, erken dönemde güvenli bir bağlanmanın kurulmasına engel olur. Bu, Kevin’ın içsel dünyasında büyük bir boşluk yaratır ve evde güvenli bir ortam bulamayan çocuk, dış dünyaya karşı tepkili ve güvensiz bir tutum sergileyebilir.

Kevin, özellikle bebeklik döneminde annesinden yeterli duygusal desteği alamaz. Eva, annelik rolünü kabul etmekte zorlanır ve bu durum, Kevin’ın sağlıklı bir bağlanma geliştirmesini engeller. Bir bebek, annesinin yüzüne bakarak dünyayı anlamlandırmaya çalışır. Ancak Kevin, annesinin duygusal mesafesini ve ilgisizliğini hissettikçe, ona duyduğu güven azalır. Bu eksiklik, ilerleyen yıllarda Kevin’ın annesine karşı derin bir öfke biriktirmesine yol açar. Eva'nın ona sürekli olarak mesafeli durması, Kevin’ın annesinin sevgisini kazanmak için yapacağı her şeyin yetersiz kalacağı hissini güçlendirir.

Bağlanma teorisinin bir diğer önemli yönü, çocuğun ebeveynlerinden aldığı güvenli bağın, diğer insanlarla kurduğu ilişkilerde de etkili olacağıdır. Kevin, güvenli bağlanma deneyimi yaşamadığı için, başkalarına güven duymakta ve duygusal olarak bağ kurmakta zorluk çeker. Filmde Kevin, babası Franklin ile kurduğu ilişkinin daha sıcak ve pozitif olduğunu gösterse de, annesiyle olan ilişkisindeki derin kırılma, Kevin’ın karakterindeki sorunların temellerini atar. Babasının sevgi ve ilgi dolu yaklaşımına rağmen, Kevin’ın annesine karşı beslediği öfke giderek daha da derinleşir.

Bu bağlanma eksiklikleri ve sorunları, Kevin’ın yalnızca ailesiyle değil, toplumla da uyumsuz bir şekilde ilişki kurmasına neden olur. Bağlanma teorisine göre, güvenli bağ kuramayan çocuklar, duygusal çatışmalar yaşar ve bu çatışmalar zamanla antisosyal eğilimlere dönüşebilir. Kevin’ın her geçen yıl daha da güçlenen öfke, yalnızca annesinden değil, dünyadan da bir yabancılaşma duygusuyla pekişir. Bu durum, onun daha tepkisel ve yıkıcı bir kişilik geliştirmesine zemin hazırlar.

 Eva ve Kevin arasındaki sorunlu ilişki, yalnızca Kevin’ın doğuştan gelen bir kötücüllüğüne indirgenemez. Bu durum, Eva’nın bilinçdışında taşıdığı suçluluk, özgürlük kaybı korkusu ve annelikle bağdaştıramadığı kimliğin yansıması olarak da değerlendirilebilir. Kevin’ın saldırgan davranışları, yalnızca bireysel bir patoloji değil, anne-çocuk bağındaki kırılmanın da bir yansımasıdır. Film, bu karmaşık ilişkiyi psikanalitik bakış açısıyla ele alarak, toplumsal ve bireysel suçluluğun sınırlarını sorgular.

👉 Şimdi Randevu Alın
https://www.otrapsikoloji.com/iletisim

Hemen seansa başla!