Çocuğunuzu okula bıraktığınızda ve ayrılırken zorluk mu çekiyorsunuz? Sizin peşinizden ağlıyor sınıfa girmek istemiyor, kendisini yerlere atıyor, bağırıyor ve çevresine zarar mı veriyor? Endişelenmeyin, yalnız değilsiniz. Okulun ilk zamanlarında 10 öğrenciden 3’ü bunu yaşamaktadır. Peki bu durumla nasıl baş edebilirsiniz?
Çocuğunuz okula gitmek istememekle mücadele ediyorsa, mutlaka dinleyin ve onun gerekçelerini ne söylediğini duyun. Eğer gitmekten kaçınmak istiyorlarsa aşağıdaki ipuçları faydalı olabilir.
Çocuğunuzun okula gitmek istememesinin sadece istememekten başka bir nedeni olmadığından emin olun.
BU DURUMLA BAŞA ÇIKMANIZA YARDIMCI OLACAK FAYDALI BULDUĞUM BAZI İPUÇLARI
1. Okul personeliyle konuşun!
Okulunuzda psikolojik danışmanınız var mı? Okulun ilk gününden önce onlarla iletişime geçebilirsiniz. Ne kadar çok desteğe sahipseniz çocuğunuz sizden o kadar ayrılmakta kolay olacak ve ayrılırken çocuğunuzu rahatlatacak yetişkinlerin sayısı da o kadar fazla olacaktır. Çocuğunuz da okul personellerini ne kadar yakından tanırsa bu kişilerin kendisine yardımcı olacağını ve ihtiyaçlarının karşılanacağı kendisinin güvende olacağını da o kadar bilir. Çocuğunuzun gününün nasıl geçtiğini, sabahların iyi mi yoksa zorlu mu geçtiğini daha iyi anlamak için öğretmenlerle açık bir iletişim diyaloğu oluşturmak da faydalı olacaktır.
2. Bilinmeyen ve korkutucu korkuları ortadan kaldırın
Çocuğunuz yeni bir okula mı başlıyor yoksa eski okuluna devam mı ediyor? Farklı bir sınıfa geçtiğinde karşılaşacağı şey yeni bir öğretmen olacaktır. Düşünsenize yeni bir sınıfa geçiyorsunuz farklı bir ortam farklı bir öğretmen tanımadığınız ortam ilk başlarda yetişkinleri bile ne kadar rahatsız etmektedir. Peki ya çocuklar bu durumda ne yapacaklar? Tabii ki ağlayacaklar ve ayrılmak istemeyecekler, çünkü tek tanıdıkları kişi sizsiziniz. Çocuğunuzun yeni bir öğretmen fikrine alışmasını sağlamaya çalışın. Bu bir değişimdir ve değişim korkutucu olabilir! Eğer okulunuz tur sunuyorsa çocuğunuzu götürün! Çocuk, günlerinin nasıl geçeceğine ne kadar aşina olursa, işler o kadar az karmaşık hale gelir. Çocuğunuzun duygu ve hislerini doğrulamayı da unutmayın. Unutmayın bilinmeyen ve korkutucu durumlar her zaman olacaktır fakat çocuğunuza onun yanında olduğunu okuldan sonra bunu paylaşabilecek birinin olduğunu hatırlatmak çocuğunuzu rahatlatacaktır.
3. Bir rutin oluşturun!
Sabah rutininizi mümkün olduğunca yapılandırılmış ve tutarlı hale getirmeye çalışın. Çocuğunuz hazırlanmamak veya okula gitmemek konusunda ısrarcı olduğunda ve rutininize elinizden geldiğince sadık kaldığında yapıyı sürdürmek zorlayıcı olabilir. Tatil molaları gibi rutindeki değişikliklerin bir miktar gerilemeye neden olmasına hazırlıklı olun. Her gün aynı olacak bir veda rutini oluşturun. Örneğin, “Seni seviyorum. Günün güzel geçsin, seni okul bittikten sonra çıkışta alacağım. Gününün nasıl geçtiği hakkında bilgi almak beni heyecanlandırıyor!'' Bu durumlarda tutarlılık uzun bir yol kat edecektir.
4. Tercih edilmeyen davranışları göz ardı etmek
Bu, çocuğunuzun ifade ettiği duygu ve duyguları göz ardı etmek anlamına gelmez. Kendilerine veya başkalarına zarar vermedikleri sürece onları görmezden gelin. Bunun gibi durumlar sinir bozucudur ve bağırma, derin bir nefes alma ve çocukların büyük duyguları olan küçük insanlar olduğunu hatırlama isteğini tetikleyebilir. İşler düzelmeden önce daha da kötüleşebilir, ancak unutmayın ki düzelecektir. Düzelebilmesi için öncelikle sizin sabırlı olmanız gerekmektedir. Çocuğunuz bu sınırları aşmak için her türlü davranışı gösterebilir, bağırabilir, kendisini yerlere atabilir, ağlayabilir, zarar vermediği müddetçe sadece sabredin. Sakinleştiği zaman çocuğunuzla iletişime geçebilirsiniz.
5. Kendinize karşı nazik olun!
Elinizden gelenin en iyisini yapıyorsunuz ve bu zor olabilir! Yalnız değilsiniz ve kusurlu bir ebeveyn/bakıcı değilsiniz. Derin bir nefes alın, kişisel bakımınızı hatırlayın, destek bulun, müzik dinleyin ve bazı rahatlama tekniklerini deneyin. Eğer okulda zor anlar yaşıyorsa, bunun okula gitmeyi istememekten başka bir şey olup olmadığını değerlendirmek isteyebilirsiniz.
Bunun söylenmesinin yapmaktan daha kolay olduğunu çok iyi biliyorum. Desteksiz hissettiğinizde ya da suçluluk duygusuna kapıldığınızda inanılmaz derecede zorlayıcı olabilir. Yalnız değilsiniz, bunu unutmayın!