Birçok insan, çevresi tarafından sevildiğini bildiği halde derinlerde bir yerlerde “kendini sevmekte” zorlanır. Bu çelişki genellikle dışsal sevgiden çok, içsel kabul eksikliğinden kaynaklanır. Peki, sevilmemize rağmen neden kendimizi sevemiyoruz?
Koşullu Sevginin İzleri
Çocuklukta sevgiyi, “başarılı olduğumuzda”, “uslu davrandığımızda” ya da “başkalarını mutlu ettiğimizde” aldığımızda, sevgi koşullu hale gelir. Bu da yetişkinlikte, “ben olduğum gibi yeterli miyim?” sorusunu beraberinde getirir. Sevgi görmek, kabul görmekle aynı şey değildir; koşullu sevgi, benlik değerimizi başkalarının yargısına teslim eder.
İçsel Eleştirmen: Görünmez Düşman
Kendini sevmekte zorlanan bireylerin zihninde, geçmişten kalma sert bir iç ses vardır. Bu ses, çoğu zaman ebeveynlerin veya otorite figürlerinin içselleştirilmiş halidir: “Daha iyisini yapmalıydın”, “Böyle hissetmemelisin.” Bu içsel eleştirmen, kendilik algısını sürekli sorgular ve kişinin içsel huzurunu sabote eder.
Sevilmekle Kabul Görmek Arasındaki Fark
Sevilmek dışsal bir deneyimdir; kabul görmek ise içsel bir farkındalık. İnsan, başkalarının sevgisini hissedebilir ama kendini kabul etmedikçe bu sevgi kalıcı bir doyum yaratmaz. Gerçek öz-sevgi, başkalarının sevgisinden bağımsız olarak kendi varlığını onaylayabilmekten geçer.
Psikodinamik Perspektif: Sevgi ve Değersizlik Arasındaki Çatışma
Psikodinamik açıdan, kendini sevmemek genellikle bilinçdışı suçluluk, değersizlik veya “sevilmeye layık olmama” inancından beslenir. Bu inanç, çocuklukta ebeveyn sevgisinin tutarsız ya da eleştirel olduğu durumlarda gelişir. Kişi yetişkin olduğunda bile bu içsel çatışmayı taşır: “Beni seviyorlar ama ben buna layık değilim.”
Kendine Şefkat Öğrenmek
Kendini sevmek, narsistik bir eylem değil; insan olmanın kırılganlığını kabul etmektir. Hatalarıyla, eksikleriyle, geçmişiyle barışabilmek öz-sevginin temelidir. Bu süreç sabır ister — fakat mümkündür.
Ne Zaman Yardım Almak Gerekir?
Eğer sürekli kendinizi yetersiz, sevgiyi hak etmeyen biri gibi hissediyorsanız; terapi, bu inançların kökenine inmek ve sağlıklı bir öz-değer geliştirmek için güçlü bir adımdır. Terapide kişi, başkalarının sevgisini kazanmak yerine kendi sevgisini inşa etmeyi öğrenir.
Sevilmek güzeldir, ama kendini sevebilmek özgürleştiricidir.
Gerçek iyileşme, başkalarının gözünde değil, kendi kalbinde başlar.
👉 Şimdi Randevu Alın