Bireyde psikopati olup olmadığını anlamak için psikopatinin genel özelliklerinin farkında olmak gerekir. Kevin Dutton’un Olağan Psikopatlar isimli kitabında psikopati ses mikserine benzetilir. Her bir düğme şu özellikleri ifade eder:
- Kişilerarası / Duygusal Özellikler:
- Yüzeysel çekicilik ve konuşkanlık
- Grandiyozite (kendini aşırı değerli görme)
- Patolojik yalan söyleme
- Aldatma ve manipülasyon eğilimi
- Vicdan ve suçluluk duygusunun yokluğu
- Duygusal derinlik eksikliği
- Empati eksikliği
- Sorumluluk almama
- Yüzeysel çekicilik ve konuşkanlık
- Yaşam Tarzı Özellikleri
- Uyarı arayışı ve kolay sıkılma
- Parazitik yaşam tarzı (başkalarına bağımlı yaşama)
- Gerçekçi uzun vadeli hedeflerin olmayışı
- Dürtüsellik
- Sorumluluk almaktan kaçınma
- Uyarı arayışı ve kolay sıkılma
- Antisosyal Davranışlar
- Erken davranış problemleri (çocuklukta başlar)
- Gençlikte suç davranışı
- İlişkileri sürdürememe (çok sayıda kısa ilişki)
- Kötü kontrol edilen davranışsal öfke veya saldırganlık
- Ciddi suç geçmişi
- Koşullu salıverme / denetimli serbestlik ihlalleri
- Suçluluk duymama / suç davranışını rasyonalize etme
- Erken davranış problemleri (çocuklukta başlar)
Her ‘psikopatta’ bu düğmeler farklı yükseklik ya da yoğunlukta ayarlanmıştır. Günlük yaşama uyum sağlayabilme bu özelliklerin bireydeki etkisine bağlıdır. O yüzden toplumda psikopatlar sadece hapishanelerde bulunmaz. Düğmeleri dengeli düzeyde ayarlanmış ‘fonksiyonel psikopatlar’ bazı meslek gruplarında gözlemlenebilir. CEO, avukat, cerrah, politikacı ya da özel kuvvetlerde askeri görevlerde yer alabilir hatta bu alanlarda düğmeleri düşüğe ayarlanmış insanlara kıyasla psikopatik özellikleri sayesinde daha başarılı bile olabilirler. Örneğin, İngiltere’deki bomba imha uzmanları üstünde yapılan bir çalışmada uzmanların tehlike anında kalp atışlarının değişmediği, hatta bazılarında yavaşladığı gözlemlenmiştir. Bu da demek oluyor ki bazı psikopatik özellikler tehlike ve korku anında işe yarar olabilir.
Kendimizde Psikopati Olduğunu Nasıl Anlarız?
Öncelikle şu sorulara yanıt bulmanız gerekmektedir:
- İnsanların acılarına karşı duyarsızlık var mı?
- Suçluluk ya da pişmanlık hissetmiyor musun, özellikle başkalarına zarar verdiğinde?
- Empati kurmakta zorlanıyor musun (duygusal değil, bilişsel olarak da)?
- Sık sık sıkılıyor musun, heyecan arayışı içinde misin?
- Yalan söylemek, insanları manipüle etmek, kendine çıkar sağlamak için sık başvurduğun yollar mı?
- Kurallar ya da yasalar senin için esnek mi?
- Çok fazla dürtüsel karar mı alırsın? Sonuçlarını umursamadan?
- İnsanları kullanma eğilimin var mı?
- Gerçek bağ kurmak yerine, ilişkilerde hep çıkar odaklı mısın?
- Sıklıkla üstünlük hissi yaşıyor musun?
- Her zaman haklı olduğunu mu düşünüyorsun?
Bazı psikopati özelliği gösteren bireylerin düşünceleri aşağıdaki gibi ifade edilebilmektedir:
- “Suç işlediğimde pişmanlık hissetmem.”
- “İnsanları kandırmak kolaydır ve çoğu bunu hak eder.”
- “Biri üzülse de, kendi çıkarımı önce düşünürüm.”
- “Risk almak beni heyecanlandırır.”
- “Çoğu zaman sıkılırım, olay ararım.”
- “Kurallar sadece zayıflar içindir.”
- “İnsanlar ya kullanır ya kullanılır.”
Bu özelliklere ya da eğilimlere sahip olmak suç eğilimi olduğunu ya da başka insanlara zarar verme dürtüsünün göstergesi değildir. Psikopati bir spektrumdur. Bu özellikleri temsil eden düğmeler her insanda farklı ayarlanmıştır. Bazılarını tehlikeye sokarken bazılarına yarar sağlayabilir.
Tüm bu bilgiler ışığında, psikopati mutlak bir “kötülük” etiketi taşımaktan çok, bireyler arası farklılıkların bir yansımasıdır. Her insan belirli düzeylerde psikopatik özellikler taşıyabilir; önemli olan bu özelliklerin hayat kalitemizi, ilişkilerimizi ve seçimlerimizi nasıl etkilediğidir. Bazı durumlarda bu özellikler bireye avantaj sağlarken, bazı durumlarda ise kişinin kendisine ya da çevresine zarar verebilecek riskleri barındırabilir. Eğer bu eğilimlerin yaşamınızı zorlaştırdığını, empati kurmakta ya da sağlıklı ilişkiler sürdürmekte güçlük yaşadığınızı fark ediyorsanız, bu bir alarm değil, bir davet olabilir: Kendinizi daha iyi tanımak, düşünce ve davranış kalıplarınızı anlamak için bir uzmandan destek almak, hem sizin hem de çevrenizdekiler için iyileştirici bir adım olabilir. Psikoterapi, sadece “sorun” çözmek için değil, potansiyelinizle daha dengeli bir ilişki kurmak için de güçlü bir yoldur.
👉 Şimdi Randevu Alın