Neden Korku Filmleri İzleriz? Korku Filmleriyle Kendimizle Yüzleşebilir Miyiz?

OTRA Psikoloji

Bize ilk bakışta pek de keyifli gelmese de, pek çoğumuz korku filmi izlemekten oldukça hoşlanıyoruz. Koltuğun köşesine sinerek, kalp atışlarımızın hızlandığını hissederek, zaman zaman gözlerimizi kapasak da o sahneleri merakla, adeta nefesimizi tutarak takip ediyoruz. Peki neden böyle? Neyi anlatmaya ya da çözümlemeye çalışıyoruz bu kadar korkunç hikâyelerde?

Psikoloji ve psikanaliz, bu duruma oldukça derin ve ilgi çekici cevaplar sunuyor. Korku filmleri, aslında insan ruhunun en ilkel, en derinde saklı kalmış duygularıyla yüzleşebilmesinin yollarından biri. Bu hikâyelerde, çocukken bastırıp zorlandığımız, hatırlamakta zorlandığımız ya da pek farkında olmadığımız korkular ortaya çıkıp sahnede belirir. Bu, ilk bakışta zorlayıcı gibi gelse de, düşünürlere göre oldukça iyileştirici ve rahatlatıcı olabilir.

Korku Filmleriyle İlk Travmalarımıza Yolculuk

Psikanalize göre, insanın ilk travması doğum anında yaşanır. Anne karnının sıcak ve rahat ortamından zorla çıkıp aydınlığa, soğukluğa ve belirsizliğe adım atmak zorunda kalmak, insan ruhunda ilk “yalnızlık” ve “terk edilmişlik” hissini oluşturur. Her yeni yaş, bu ilk kopuşun, ilk zorlanmanın hatırlatıcısı gibi işler. Dolayısıyla, bazı insanlar korku filmleriyle bu ilk zor anlara sembolik bir yolculuk yapabilirler. Bu, zor duyguları daha rahat taşıyabilecekleri, daha kontrol edebilir hâle getirecekleri, kurgusal ve “güvenli” bir ortamda yaşamalarını sağlar.

Psikanalistler, korku filminin yaşattığı duygusal zorlanmanın, çocukken bastırıp unutulan hatıralarla ilgili olabileceğini söyler. Bu hatıralar, örneğin ilk terk edilme ya da bağımsızlığa zorlandığımız anlar, yetişkinlikte pek hatırlanamaz. Ancak korku sahnelerini işlerken, bu ilk zor hatıralar adeta sahneye geri çağrılır. Bu sayede onları daha rahat gözlemleme ve dönüştürme fırsatı elde edilir.

Kontrol Edilebilen Korku

Günlük hayatın zorlayıcı durumları arasında pek fazla kontrolümüz olmayabilir. İşsiz kalabilir, zor ilişkiler içinde kalabilir ya da hastalık gibi zor durumlar yaşayabiliriz. Korku filmleri ise, içinde yaşadığımız bu zor koşullardan birkaç saatliğine uzaklaşıp tamamen kurgusal ve kontrolümüz içinde olan tehlikelerle yüzleşmemize imkan verir.

Böylece, gerçek hayatta zorlandığımız durumları daha rahat işleyebilir, onları sembolik olarak çözümleyebilir hale gelebiliriz. Bu açıdan bakıldığında, korku filmleri adeta zor duygularımıza ayna tutar. Hayatta kaçındığımız, bastırdığımız ya da zorlandığımız pek çok durum, bu hikâyelerde ortaya çıkar, yaşanabilir ve daha sonra rahatlıkla geride bırakılabilir.

Terapötik Etkileri Var mı?

Evet, araştırmalar gösteriyor ki korku filmleri bazı durumlarda oldukça terapotik etkiler taşıyabilir. Bu, birkaç açıdan mümkün:

  • Korku filmi sırasında yaşadığımız adrenalin patlamasında, bastırıp içinde taşıdığımız zor duygular da ortaya çıkabilir. Bu da rahatlamamızı ve daha hafif hissetmemizi sağlayabilir.

  • İzleyici, zor durumlara sahnede tanıklık ettikçe, kendi içinde zorlayıcı durumlara daha kolay göğüs gerebilecek güce kavuşabilir. Bu, adeta zor durumlar için bir “duygusal antrenman” görevi görebilir.

  • Psikanalitik açıdan, çocukken ilk kopuşu, bağımsızlığı ve benlik oluşturmayı zorlayan durumlar yetişkinlikte zorlandığımız pek çok durumun temelinde yatar. Korku filmi, bu zor hatıralarla ve duygularla yüzleşirken, “Ben kimim?” ve “Ben neden böyle hissediyorum?” gibi daha derinde yatan varoluşsal soruları ele almamızı sağlayabilir.

Herkes İçin Faydalı mı?

Şüphesiz, korku filmi herkes için uygun ya da faydalı değil. Örneğin, daha önce travma yaşamış ya da zor duygularla mücadele etmekte zorlanan kişiler, bu tür filmleri daha da zorlayıcı ya da tetikleyici bulabilir. Bu yüzden, korku filminin etkisi oldukça bireysel. Kendi duygusal durumunuzu ve zorlandığınız noktaları düşünerek bu tür filmleri tercih etmeniz daha sağlıklı olacaktır.

Korku filmleri, pek çok açıdan insan ruhunun derinliklerini ortaya çıkarabilir. Bu hikâyeler, çocukken bastırıp unuttuğumuz zor hatıralarla, yetişkinlikte zorlandığımız durumlar arasında köprü kurabilir. Kontrolümüz içinde yaşadığımız bu kurgusal zor anlar, zor duygularımıza dokunabilir, onları daha rahat ele almamızı sağlayabilir.

Böyle bakınca, korku filmi izlemenin yalnızca vakit geçirmek ya da adrenalin patlamasında kalmak olmadığını, aynı anda kendimizle yüzleşirken zor duygularımıza daha yakından bakmanın ve onları dönüştürmenin bir yolu olabileceğini söyleebiliriz. Elbette bu, herkes için uygun ya da kolay olmayabilir; fakat zorlandığını hisseden ya da içinde bastırıp taşıdığı duygularla yüzleşmek isteyenler için etkili ve dönüştürücü bir deneyim sunabilir.

 

👉 Şimdi Randevu Alın

https://www.otrapsikoloji.com/iletisim

Hemen seansa başla!